Kredi daralması bitmeden bu kriz bitmez”

Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Erol Bilecik, „Ağustosta başlayan kredi daralması devam ediyor. Kredi daralması bitmeden, bu krizin bitmeyeceğini hepimizin kabullenmesi gerekir.” dedi.

Bilecik, CernModern’de düzenlenen „TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi Toplantısı”nda yaptığı konuşmada, Türkiye’nin, küresel ölçekte vazgeçilmez bir bölgesel güç olduğunu söyledi.

Türkiye’nin, sahip olduğu coğrafi, tarihi ve siyasi güçle, demokratik, insan haklarına saygılı, uzlaşma içinde yaşayan, teknoloji üreten, eğitimli genç nüfusuyla yeni başarı hikayeleri yazabileceğini dile getiren Bilecik, „Başarınızın büyüklüğünü, inancınızın büyüklüğü belirler. Ülkemize inanıyoruz. Çünkü Türkiye, bir ayağı Anadolu’da, diğer ayağı Batı’da, adeta bir pergel gibidir. Bir ayağını dünyaya yetişmek için kullanır, diğer ayağı ise daima Cumhuriyetimizin temel ilkelerinde sabit durur.” ifadelerini kullandı.

Bilecik, Türkiye’nin sahip olduğu potansiyele rağmen hak etmediği zorlu bir dönemden geçtiğine işaret ederek, „İş dünyası olarak bu zorlu dönemde sorumluluğumuz, yapılması gerekenleri söylemektir, paylaşmaktır.” diye konuştu.

Dünyanın, karışık bir dönemden geçtiğini belirten Bilecik, bugün ABD ve bazı Avrupa, Latin Amerika ve Asya ülkelerinde demokrasinin tarihsel bir sınav verdiğini dile getirdi.

Küreselleşen ekonominin, beraberinde daha zorlu rekabet koşullarını getirdiğine dikkati çeken Bilecik, şöyle devam etti:

„4. Sanayi Devrimi, her şeyi kökten değiştirirken, bir yandan da dezenformasyona dayalı yıkıcı siyasi eğilimlere neden olabiliyor. Dünya küçülürken sorunlar büyüyor. Siyasi ve ekonomik olarak dünyada suyun akışı değişiyor. Ayakta kalmak isteyenler pozisyonunu güçlendiriyor, hareketlerini değiştiriyor. Değişen dünyada ayakta kalmak için pozisyonumuzu Batı’dan yana almamız gerekiyor. Bizim hedefimiz, kurallara dayalı küresel liberal demokratik bir düzene entegre olmak.”

„AB üyeliği vazgeçilmez hedef”

Bilecik, Türk-Amerikan ilişkilerinde son dönemde önemli gelişmeler yaşandığını anımsatarak, Donald Trump yönetiminin İran’a uyguladığı yaptırımlar konusunda Türkiye’ye muafiyet tanımasının, son derece önemli olduğunu belirtti.

Ülkeler arasında dostluk ve düşmanlıkların geçici, çıkarların ise daimi olduğuna işaret eden Bilecik, bu kapsamda ABD ile ilişkilerin onarılmasının önemini vurguladı.

Bilecik, Türkiye’nin Avrupa Birliği (AB) üyeliğinin vazgeçilmez bir hedef olduğunu belirterek, „AB sürecinde olmamız ekonomi, teknoloji, diplomasi, demokrasi ve hukuk alanlarında ülkemize, 2023 hedeflerimize çok şey kazandırdı.” dedi.

Ekonomik ve teknolojik gelişmeler sonucunda güncelliğini kaybetmiş gümrük birliğinin tarım, hizmetler ve kamu alımları alanlarına genişletilmesi ve düzeltilmesi gerektiğinin altını çizen Bilecik, Türkiye’nin, bu kapsamda adımlar atması gerektiğini söyledi.

Bilecik, dış politikada her etkinin, ekonomide de eşit güçte bir tepki doğuracağına işaret ederek, „Dış ilişkiler ve ekonomi iç içedir ve birbirinden ayrı düşünülemez. Uluslararası ilişkilerde güç sahibi olmak, ekonomide söz sahibi olmayı sağlar.” değerlendirmesinde bulundu.

„Ticaret savaşları küresel büyümeyi önemli ölçüde düşürebilir”

Gelecek yıl belirsizlik ve risklerin devam etmesinin öngörüldüğünü dile getiren Bilecik, şunları kaydetti:

„Ticaret savaşları küresel büyümeyi önemli ölçüde düşürebilir. Ekonomimizin bugünkü hale gelmesinde elbette küresel gelişmelerin de payı vardır ama önce iğneyi kendimize, sonra çuvaldızı başkalarına batırmakta fayda var. Türkiye’nin ekonomik durumunu değerlendirirken gerçekçi olmak zorundayız. Bugün nakit sıkışıklığı her sektörde hissediliyor. Finansmana erişim eskisi kadar rahat ve ucuz değil. Ağustos’ta başlayan kredi daralması devam ediyor. Bir an evvel banka bilançolarındaki hasarın tespit edilmesi, stres testlerinin yapılması ve geri dönmeyen alacakların bilançolardan temizlenmesi için gerekli çalışmaların yapılması gerekiyor. Kredi daralması bitmeden, bu krizin bitmeyeceğini hepimizin kabullenmesi gerekir. Ekonomide inat olmaz, dengeyi siyaset tercihleri sağlamazsa, ekonomi kendi dengesini, ciddi maliyetler ve bedeller ödeterek sağlıyor.”

Dünyada ucuz ve bol parayla büyüme döneminin sona erdiğini belirten Bilecik, „Ekonomide gemiyi yeniden yüzdürmemiz gerekiyor. Bunun için suların yeniden yükselmesini bekleyecek zamanımız yok. Sığ sularda yol almanın çaresini bulmalıyız.” diye konuştu.

Bilecik, mart ayında gerçekleştirilecek yerel seçimlere değinirken de şu değerlendirmelerde bulundu:
„Yerel seçimler çok önemli. Güvenli, özgür, yaratıcı, girişimci bir toplum için yerel yönetimler topluma en yakından ve en doğrudan temas eden konumdalar. Her ülke kalkınmak ister. Bir ülkenin kalkınması, o ülke insanının gelişmesine sıkı sıkıya bağlıdır. Dünyada eğitim düzeyi yüksek olup da geri kalmış bir ülke gösterilemeyeceği gibi, eğitim düzeyi düşük olup da kalkınmış bir ülke de gösterilemez. Özgür düşünen, iyi yetişmiş, yaratıcı ve sosyal sorumluluk sahibi bireyler, ülkemizin en önemli milli ve uluslararası güç kaynağı olacaktır. Atatürk’ün dediği gibi ‘Hiçbir şeye ihtiyacımız yok, yalnız bir şeye ihtiyacımız vardır. Çalışkan olmak.’ TÜSİAD olarak, güçlü Türkiye hedefimize ulaşmak için tüm kararlılığımızla çalışıyoruz ve inanıyoruz ki Cumhuriyetimizin 100. yılına layık olduğumuz gibi girmek için tek yürek olmuş bir Türkiye’nin önünde duracak hiçbir güç yoktur.”

Lasă un răspuns