Hayat benim için kolay” dersen başarısızlık garanti…”
Evet. Oysa başarı veya başarısızlığın daha büyük bir bölümü insanın iç huzuruyla ve özel hayatıyla ilgili.
Peki, geldiniz, ertesi gün holdinge mi gidilecek, ne yaptınız?
Tabii, tabii. Merhaba ben geldim. Dedim ki, “Baba nedir, ne yapacağız?” Babam, “Senin en büyük eksiğin Türkiye’yi tanımamak, 17i senedir Türkiye’de değilsin” dedi. Ne kadar doğru ama ne gerek var Türkiye’yi tanımaya, dünya vizyonu var ya… Anlatabiliyor muyum? Babam “Onun için, gideceksin Akbank’ın Bahçekapı şubesinde çalışmaya başlayacaksın” dedi.
“Gerçek standart babandan kalan parada değil. Gerçek standart kendi yarattığın parada, entelektüel olarak kendini nasıl geliştirdin, ama madden değil manevi olarak, gerçek standart orada.”
Kırılma noktası var mı sizin Sabancı kararınızda?
İki üç sene sürdü anlamam. İki yıl şubede çalıştım, üçüncü yılın başında holdinge geldim. O zaman beş tane patronum vardı. CEO ve dört Sabancı. Hepsinin yaşı altmışın üzerindeydi. O yaştan sonra insanlar hayat eğrisinde risk almayı sevmez, sevmiyor, işin doğası böyle… Dolayısıyla anladım ki ne kadar ben veya benim gibiler uğraşsa da sonuçta bu sistem diyor ki, “Biz yapacağımızı yaptık, artık başka riskler almayalım.” Hata yaptığın zaman soru şu: Başarısız olduğunda, sen bundan ne öğrendin? Bir şey öğrenmediysen, çok pahalı bir başarısızlık bu abla.
Siz kendiniz olma cesaretini nasıl buldunuz?
Biraz önce bahsettim; Mehmet Abim 42 yaşında vefat etti, kartı doluydu, dış dünya onu iyi ve başarılı bir iş adamı olarak görüyordu. Ama mutsuzdu. Ben o kartı istemedim ve dedim ki, “Ben deneyeceğim.” Amerikalılar spor yaparken der ki “Nice try”, yani iyi bir denemeydi. Peki biz ne deriz? “Hadi ya, herif yine atamadı!” Yalan mı?
Ne zevk veriyor size?
Şortla dolaşmak, tek başıma olmak… Dalmak çok hoşuma gidiyor. Senede bir hafta hiç işe uğramıyorum, dalıyorum.
“Mühim bir fikrin varsa ve insanlara etki edecek bir iş olduğunu düşünüyorsan, senin sorumluluğun bu dünya için onu icra etmek.”