Ekonomi ve sandık: Görüşler ve anketler
Değerli ParaAnaliz okurları, Bu derleme ile yerel seçim haber serimizi resmen başlatıyoruz. Önce, Deutsche Welle’de yer alan görüşleri, ardından […]
Değerli ParaAnaliz okurları,
Bu derleme ile yerel seçim haber serimizi resmen başlatıyoruz. Önce, Deutsche Welle’de yer alan görüşleri, ardından da kaynağından, noktasına virgülüne dokunmadan güncel anket sonuçlarını sunacağız. “ANALİZ” başlığı taşımayan haberler bizim görüşlerimiz değildir. Sizi doğru bilgilendirmek amacıyla güvenilir kaynaklardan edindiğimiz bilgilerdir.
Deutsche Welle: Büyüme düştükçe oy da düşüyor
DW Türkçe’ye konuşan siyasal iktisat uzmanı Dr. Ali Rıza Güngen, tüketici güvenindeki düşüşün önümüzdeki aylarda da sürmesinin muhtemel olduğunu belirtiyor. Türkiye’de büyüme verilerinin tüketici güven endeksi gibi öncü göstergeler gibi her ay değil, 3 ayda bir açıklandığını hatırlatan Güngen, “Son açıklanan tüketici güven endeksi, tüketici güveninin dibe vurduğunu gösteriyor. Dolayısıyla bugünden öğrendiğimiz tüketici güveni veya sanayi üretimi endeksi gibi veriler, 3 ay sonra açıklanacak büyüme hakkında da bir fikir edinmemizi sağlıyor. Bugün itibariyle görünen tablo o ki, Türkiye ekonomisi 2018 4. çeyrekte ve 2019 1. çeyrekte küçülecek” diye konuşuyor.
Türkiye İstatistik Kurumu ve Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası işbirliği ile yürütülen tüketici eğilim anketi sonuçlarından hesaplanan tüketici güven endeksi, toplumun ekonominin gidişatına dönük beklentilerini ortaya koyan en önemli öncü veri kabul ediliyor. Tüketici güven endeksinin 100 puanın üzerinde olması ekonomiye olan güveni, 100 puanın altında olması ise ekonomiye olan güvensizliği gösteriyor. Buna göre, tüketici güven endeksi Aralık 2018’de bir önceki aya göre 2,3 puan gerileyerek 58,2 puan oldu. Bu sonuç, endeksin son 15 yıllık tarihinde 2008 krizi sırasında 55,7’lik sonuçtan sonraki en kötü tüketici güveni olarak kayıtlara geçti.
“AKP’nin en düşük oy aldığı seçim olabilir”
Ekonomide yaşanacak küçülmenin 31 Mart seçimlerine de yansıyacağını vurgulayan Dr. Güngen, “Ben bu seçimin AKP’nin girdiği seçimler içinde en düşük oyu alacağı seçim olabileceğini düşünüyorum” diyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da bu tabloyu gördüğünü ve MHP ile ittifakı ayakta tutmak için büyük çaba sarf ettiğini kaydeden Güngen, “İktidar bir yandan da vergi indirimleri, enflasyonla mücadele kampanyaları, borçlu şirketlere kredi kolaylıkları gibi adımlarla krizin etkilerini sokaktan uzak tutmaya çalışıyor” değerlendirmesinde bulunuyor. Fakat alınan bu önlemlerin ekonomide başka sorunlara yol açtığını, dolaysıyla bir ikilem yarattığını kaydeden Ali Rıza Güngen, şöyle konuşuyor:
“Bir yandan yüksek enflasyon bir yandan da düşük büyüme varken, atılan bu adımlar hükümetin krize karşı aslında net bir planı olmadığını gösteriyor. Yani kriz yönetimi konusunda da bir kriz var. 31 Mart seçimlerinin geride kalmasından hemen sonra çok ciddi bir kemer sıkma politikası yürürlüğe girebilir. Hatta çok konuşulan IMF anlaşması, 31 Mart sonrası hızla gündeme gelebilir.”
“Oy kaybının miktarı ekonomiye bağlı”
Peki, AKP’nin 31 Mart öncesi asgari ücrette yüzde 26 artış, konutlarda kullanılan doğalgaza yüzde 10 indirim gibi ekonomide aldığı önlemler, sandıktaki olası kan kaybını giderebilir mi?
DW Türkçe’ye konuşan Metropoll Araştırma Şirketi sahibi Prof. Dr. Özer Sencar, AKP’nin her halükarda 24 Haziran seçimlerinde aldığı oydan daha düşük bir oy alacağı görüşünde.
Yerel seçimlerin olduğu dönemlerin daima genel seçim dönemlerine göre iktidar partileri için daha sorunlu olduğuna işaret eden Prof. Sencar, “Yerel seçim döneminde, çok büyük bir kriz ve sıkıntı olmasa bile, iktidar seçmenleri içerisinde farklı gerekçelerle rahatsızlığı olanlar bunu sandığa yansıtırlar ve böylelikle iktidar partisine bir uyarı göndermiş olurlar. Ancak bu kez, bu düşüşün ne kadar olacağı önem kazanıyor” diyor.
Türkiye’de seçim dönemlerindeki ekonomik koşulların sandığa etkisine bakıldığında, ekonomik sıkıntıların artmasının iktidarın oy potansiyelini azalttığının görülebileceğini dile getiren Prof. Sencar, 2007 genel seçimlerinde yüzde 46,6 olan AKP oyunun, 2009 yerel seçimlerinden yüzde 38,8’e düştüğüne dikkat çekiyor. Sencar, aynı dönemde ekonomideki büyümenin de yüzde 6’dan –yüzde 4,5’a gerilediğini kaydediyor. Şu anda ekonomide yaşanan sıkıntılı durumun sandığa yansımasının kaçınılmaz olduğunu ifade eden Özer Sencar, şunları söylüyor:
“İktidarın ekonomik sıkıntılara karşı alacağı tedbirler oydaki azalmanın da seviyesini belirleyecek. AKP iktidarı şu anda ekonomik sıkıntıların etkilerini minimize edecek pek çok tedbir almaya çalışıyor. İktidar, vergi indirimleri, kredi ödemelerinde yeniden yapılandırma vs. gibi adımlarla seçim öncesinde kriz koşullarının vatandaşa ağır şekilde yansımasına engel olmaya çalışıyor. Bunun ne kadar başarılı olacağını 31 Mart akşamı göreceğiz.”
“Oy kaybının miktarı ekonomiye bağlı”
Peki, AKP’nin 31 Mart öncesi asgari ücrette yüzde 26 artış, konutlarda kullanılan doğalgaza yüzde 10 indirim gibi ekonomide aldığı önlemler, sandıktaki olası kan kaybını giderebilir mi?
DW Türkçe’ye konuşan Metropoll Araştırma Şirketi sahibi Prof. Dr. Özer Sencar, AKP’nin her halükarda 24 Haziran seçimlerinde aldığı oydan daha düşük bir oy alacağı görüşünde.
Yerel seçimlerin olduğu dönemlerin daima genel seçim dönemlerine göre iktidar partileri için daha sorunlu olduğuna işaret eden Prof. Sencar, “Yerel seçim döneminde, çok büyük bir kriz ve sıkıntı olmasa bile, iktidar seçmenleri içerisinde farklı gerekçelerle rahatsızlığı olanlar bunu sandığa yansıtırlar ve böylelikle iktidar partisine bir uyarı göndermiş olurlar. Ancak bu kez, bu düşüşün ne kadar olacağı önem kazanıyor” diyor.
Türkiye’de seçim dönemlerindeki ekonomik koşulların sandığa etkisine bakıldığında, ekonomik sıkıntıların artmasının iktidarın oy potansiyelini azalttığının görülebileceğini dile getiren Prof. Sencar, 2007 genel seçimlerinde yüzde 46,6 olan AKP oyunun, 2009 yerel seçimlerinden yüzde 38,8’e düştüğüne dikkat çekiyor. Sencar, aynı dönemde ekonomideki büyümenin de yüzde 6’dan –yüzde 4,5’a gerilediğini kaydediyor. Şu anda ekonomide yaşanan sıkıntılı durumun sandığa yansımasının kaçınılmaz olduğunu ifade eden Özer Sencar, şunları söylüyor:
“İktidarın ekonomik sıkıntılara karşı alacağı tedbirler oydaki azalmanın da seviyesini belirleyecek. AKP iktidarı şu anda ekonomik sıkıntıların etkilerini minimize edecek pek çok tedbir almaya çalışıyor. İktidar, vergi indirimleri, kredi ödemelerinde yeniden yapılandırma vs. gibi adımlarla seçim öncesinde kriz koşullarının vatandaşa ağır şekilde yansımasına engel olmaya çalışıyor. Bunun ne kadar başarılı olacağını 31 Mart akşamı göreceğiz.”
Konsensus İstanbul anketi
Konensus anket araştırması yayınlandı. Katılımcılara “Bu pazar yerel seçim olsa, adaylardan bağımsız olarak İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanlığı için hangi partiye oy verirsiniz?” sorusu yönetildi.
Araştırma 28-31 Kasım tarihleri arasında 500 kadın ve 500 erkeğin katılımıyla gerçekleşti. Ankette ayrıca “Bu pazar seçim olsa İstanbul’da kime oy verirsiniz?” ve “Bu pazar yerel seçim olsa adaylardan bağımsız olarak İBB Başkanlığı için hangi partiye oy verirsiniz?” soruları da yönetildi.
İşte merakla beklenen anketler;
AK Parti: Yüzde 40.7
CHP: Yüzde 33.6
MHP: Yüzde 6.4
HDP: Yüzde 4.7
İYİ Parti: Yüzde 4.1
Adayların açıklanmasını bekleyenler: Yüzde 1.4
Oy kullanmayacaklar: Yüzde 3
Kararsızlar dağıtıldığı zaman ortaya çıkan sonuca göre;
AK Parti: Yüzde 44.6
CHP: Yüzde 36.8
MHP: Yüzde 7.0
HDP: Yüzde 5.2
İYİ Parti: Yüzde 4.5
Diğer: 1.9
2) Oy vermeyi düşündüğünüz parti seçimde aday göstermezse hangi partinin adayına oy verirsiniz?
AK Parti: Yüzde 5.6
CHP: Yüzde 8
MHP: Yüzde 31.4
HDP: Yüzde 4.2
İYİ Parti: Yüzde 20.9
Diğer: Yüzde 0.2
Oy kullanmayacaklar: Yüzde 17.2
3) MHP aday göstermezse İstanbul’da kime oy verirsiniz?
AK Parti: Yüzde 45.5
CHP: Yüzde 34
HDP: Yüzde 4.7
İYİ Parti: Yüzde 4.3
Diğer: 1.7
PİAR İstanbul ve Ankara anketi
Piar Araştırma, 19-22 Aralık tarihlerinde İstanbul’da 3 bin 120, Ankara’da bin 950 kişiyle görüşerek yaptığı anketin sonuçlarını açıkladı. Hata payının yüzde 1,8 olarak açıklandığı araştırmaya göre İstanbul’da AKP, Ankara’da CHP önde.
Buna göre İstanbul’da AKP’nin adayı olmasına kesin gözüyle bakılan Binali Yıldırım’a oy vereceğini söyleyenlerin oranı yüzde 36,5. CHP’nin adayı Ekrem İmamoğlu ise yüzde 33’le Yıldırım’ı takip ediyor.
Başkentte ise CHP’nin İyi Parti’nin de desteğini alan adayı Mansur Yavaş yüzde 41,9’la ilk sırada. AKP’nin adayı Mehmet Özhaseki ise yüzde 35,2 olarak kayda geçti.
Sursa: paraanaliz