Dolar yine yükseliyor, peki neden?
Dolar Niye Yeniden Yükselmeye Başladı?
Dolar/TL TSİ 19.00 civarı % 2,14’lük artış ile 5,50 TL’ye yükseldi. Cuma günü 5,30 civarına gerileyen dolar kuru hafta başından beri yükseliyor. 5 gün önce, geçen hafta gece yarısı Flash Crash tabir edilen bir olay ile Türkiye piyasalarının kapalı olduğu bir sırada Sidney Borsası açıkken, USD/TL kısa süreliğine 5,80’e kadar yükselmişti. Bu yükselişin ardından kur eski düşüş trendine geri döndü zannedilirken özellikle bu sabah işler çok değişik bir görünüm aldı.
Bu yükselişin tuhaf bir durumu da hemen öncesinde Gelişen Ülke kurlarının düşmek bir yana genelde hafif bir yükseliş yaşamış olmaları, TR ile oldukça paralel hareket eden Latin Amerika kurlarında da belki kısmen Brezilya reali hariç önemli bir hareket görülmemesiydi.
Dün oldukça sıkıntılı günler yaşayan Arjantin’in para birimi peso bile dolara karşı % 0,19 değer kazandı. Meksika, Şili ve Kolombiya pezoları da benzer oranlarda değer kazandı. Brezilya realinin değer kaybı ise sadece onbinde 7 oranında (% 0,07).
Dolar endeksine bakılacak olursa orada da sıra dışı bir hareket görülmüyor. Geçen Cuma 96 olan endeks şimdi hatta 95,75’te; yani düştü.
Bu durumda doların yükselişini açıklamak için geriye sadece Türkiye’yi ilgilendiren iç nedenler kalıyor.
Geçtiğimiz Pazar günü Cüneyt Akman’ın Zamanın Ruhu programında Atilla Yeşilada seçime kadar doların yükseleceğini iddia etmiş ve sebebini de şöyle açıklamıştı:
“Anketlerde AKP kötüye gittiği için seçmene ulufe dağıtmak için şu ana kadar akla gelmedik yöntemlere başvuruyorlar. (…) Şu anda bu erken temettü toplama operasyonunun nedeni şubat-martta toplam 36 milyar lira Hazine itfası var. O itfaları azaltmak ya da faizleri düşürmek. Yatırımcı orada Türkiye’den kaçacak. Yine doları fırlatacaklar 7’ye!”
Atilla Yeşilada’nın Şubat ayında başlamasını tahmin ettiği o volatilite acaba şimdiden erken mi başladı; yoksa bu henüz sadece bir ilk işaret fişeği mi?
İstanbul Borsası Başkanlığı ve TCMB Başkan Yardımcılığı yapmış olan İbrahim Turhan ise dolar/TL’deki hareketi aşağıdaki tviti ile yorumladı.
Dönüp içeride yükselişi erken başlatabilecek etkenler ne diye araştırdığımızda ise belli başlı üç konu göze çarpıyor. İlki seçim ekonomisinin para politikası ve maliye politikasını ciddi olarak gevşetecek önemli adımlarla sürmesi. Bugün Cumhurbaşkanı Erdoğan partisinin grup toplantısında iş alemine ve borçlu vatandaşlara yönelik büyük maliyetli teşvik kampanyalarını duyurdu.
Ziraat Bankası’nın sadece kendisine değil bütün bankalara kredi kartı borcu olanlara yönelik (Toplamı 103 milyar TL civarında) kredi dağıtması ve bunu piyasaya göre çok düşük faizle yapması…
Daha bir kaç gün önce ise aynı Ziraat bütün futbol kulüplerinin borçlarını üstleneceği duyurulmuştu. Ondan önce ise bu banka kendisine borçlu inşaat şirketlerinden konut alacaklara düşük faizle kredi vereceğini duyurmuştu.
Sonuçta Ziraat bir kamu bankası gireceği zararlar ya da yetersiz kalan para doğrudan Hazine tarafından karşılanacak ya da bu işlemler ya Hazine ya da banka kanalıyla para arzını arttıracak. Gevşek para politikası da TL’yi olumsuz etkileyebilir. Son dönemde açıklanan vergi ve sigorta primi indirimleri de gevşek bir maliye politikasına işaret ediyor. Onun da etkisinin olumsuz olması normal.
TL’yi olumsuz etkileyen bir başka unsur ise enflasyonun son iki ay eksi çıkmasının ardından 16 Ocak’ta yapılacak Para Politikası Kurulu’nda bir faiz indirimi gelebileceği yolunda yapılan spekülasyonlar. Fakar piyasa aktörleri bu ihtimali halen çok düşük görüyor.
ESAS SEBEP BOLTON’UN ANKARA GÖRÜŞMELERİNDEKİ GERGİNLİK Mİ?
Son olarak belki de kapalı kapılar ardında ABD heyeti ile yapılan görüşmelerden sızan haberler de içeridekilerin ticareti (insider trader) yoluyla kuru yukarı çekmiş olabilir.
Esasen çok fazla fısıltıya da ihtiyaç yok. Bugün Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ABD Başkanı Donald Trump’ın Ulusal Güvenlik Danışmanı John Bolton’un “Kürtleri korumaya yönelik anlaşma sağlanmadan ABD askerleri çekilmeyecek” ifadesine ilişkin yaptığı şu açıklamalar ve Bolton’un randevu talebini reddetmesi aslında gerilimi yeterince yansıtıyor:
Bunu kabullenmemiz mümkün değil, isterse Kürtlerin içinden çıkmış olsun, eğer teröristse haklarından geliriz. Bolton ciddi bir yanlış yaptı. Hangi Kürt öldürülmüş teröristten başka?”
Bu açıklamanın eşliğinde yapılan görüşmelerin sonucu çok parlak mıydı? Ona iliŞkin de net bir bilgi yok. Tersini düşünmek için görüldüğü gibi sebepler mevcut. Peki açıklamalar ne yönde?
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Danışmanı John Bolton başkanlığındaki ABD heyeti ile bugün gerçekleştirilen görüşmeye ilişkin basın toplantısında bakın neler dedi?.
“Sayın Trump’ın çekilme kararından memnuniyet duyuyoruz fakat bunun nasıl olacağı, geriye nasıl bir yapının bırakılacağı, özellikle dağıtılan ağır silahların ne olacağı, oradaki Amerikan askeri üslerinin ve lojistik merkezlerinin akıbeti gibi konuların da açıklığa kavuşturulması gerekiyor. Bu toplantıda bu bahisleri etraflı bir şekilde ele aldık. Çekilme sürecinin PYD/YPG dahil olmak üzere terör örgütlerine ya da başka unsurlara yeni fırsat alanı yaratmasına izin vermemeliyiz.” diye konuştu.
Çekilme sürecini değerlendiren Kalın, “İlgili birimler konuyu, sahadaki çekilme sürecini, mahiyetini, geride bırakılacak tabloyu detaylı şekilde ele alacak” dedi.
John Bolton Türkiye’ye gelmeden önce ABD’nin Suriye’deki Kürtlerin Türkiye’ye karşı güvenliğini sağlamadan Suriye’den çekilmeyeceğini ifade etmiş; bu da iki ülke arasında gerginlik yaratmıştı. “Türkiye girince Kürtleri katledecek, Kürtler zarar görecek gibi argümanlar PKK propagandasıdır” diyen Kalın, bir anlamda bu sözlere cevap vermiş oldu.
Görüşmenin gündeminde tampon bölge kurulması konusunun bulunup bulunmadığına ilişkin soru üzerine ise Kalın, “Amerikalılar ile görüşmemizde bir tampon bölge, bir harita, sınır hattı konuları gündeme gelmedi.” dedi.
Peki Fırat’ın doğusuna olası operasyon hakkında bir anlaşma var mı? Onunla ilgili de olumlu bir haber sızmış değil. Fırat’ın doğusuna düzenlenecek operasyona dair spekülasyonlara yönelik görüşü sorulan Kalın, “Biz herkesle koordinasyon yaparız ama kimseden izin almayız” dedi.
Günün özetini BBC Türkçe’nin haber başlığı toparlıyor: “ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Bolton’un sıkıntılı Ankara ziyareti Türkiye’nin ‘Suriye harekâtı her an başlayabilir’ mesajıyla sonlandı.”
Reuters’in ABD yönetiminden üst düzey bir yetkiliye atfen verdiği haberde, görüşmeler hakkında Amerikan tarafının tavrı şöyle olmuş:
“Bolton, ABD’nin, Türk güçlerinin Suriye’deki Kürt müttefiklerine yönelik her türlü kötü muamelesine karşı çıkacağını Türk yetkililere söyledi. Bolton, Erdoğan’ın New York Times gazetesinde yayımlanan ABD’nin Suriye’den çekilmesine dair makalesinin yanlış ve saldırgan olduğunu Türk yetkililere belirtti.”
Washington Post ise görüşmeyle ilgili haberin başlığına Erdoğan’ın tavrını çekti. W.Post Erdoğan’ın Bolton hakkında söylediklerini haber başlığında şöyle ifade etti:
“Türk lider Erdoğan Bolton’u Kürt savaşçılar konusunda tersleyip, azarladı.”
SONUÇ YÜKSELEN KUR!
Sonuçta ortada belli başlı bu üç faktör bulunuyor: Gevşek para ve maliye politikası korkusu, TCMB’nin de bu gevşemeye katılacağı endişesi ve ABD ile yeni bir Brunson krizi ihtimali… Öyle görünüyor ki henüz bu ihtimallerin hiç biri çok akut ve korkutucu bir seviyeye tırmanmış olmasa da dolar kurunu kımıldatmaya yetti.