Covid-19 Sonrası Öngörüler

Gerek dünya gerekse de ülkemiz Covid-19 salgını dolayısıyla zor bir süreçten geçiyor. İçinde bulunduğumuz durum bundan önce deneyimlemediğimiz zorluklarla dolu. Küçük ve bölgesel krizlere alışmış olan küresel ekonomiler böylesine global bir krizle en azından bu yüzyılda karşılaşmamıştı. İnsanların evlerine kapandığı, gıda ve medikal sektörleri hariç tüketimin nerdeyse durma noktasına geldiği bu günlerde belirli stratejiler üzerine odaklanmanın önemli olduğunu düşünmekteyim. Özellikle sürecin normalleşme evrelerinden başlamak üzere neyle karşılaşacağımızı bilmekte yarar var. Firmalarımızın bu yeni normale alışmaları ve bu gerçeklerle yaşamayı öğrenmeleri oldukça önemli.
En iyi ihtimalle dünyayı saran virüsün tedavisine dönük aşı geliştirene dek ekonomi ve tüketim mecralarının eski düzenine dönmesini beklemek çok da gerçekçi olmayacaktır. Bütçeleme ve nakit akışları başta olmak üzere firmalarımızın kendilerine yeni bir profil oluşturmalarının yararlı olduğu aşikardır. İnsanların gider kalemlerinde tasarrufa gidecekleri ve harcamalarında belirli kıstaslarla göre hareket edecekleri öngörülmelidir. Özellikle karantina süresince varlıklarına ve yedek akçelerine yüklenen kitleler, sürecin akabinde alışveriş yapmak konusunda tereddütlü davranacaklardır. Bir anda hayatın normale dönmesini beklemek yerine kademe kademe iyileşmeyi ummak daha akılcı görünüyor. Yüzdelerle ifade edilmesi daha doğru olan bu yeni ekonomi modelinin çok kısa süre içerisinde çözüleceğinden bahsedemeyiz. İşe küresel ticaret yönünden baktığımızdaysa durum daha da zorlu görünüyor. Uçuşların eski yoğunluğuna ulaşması, lojistik sektörünün ivme kazanması, küresel giysi talebinin eski boyutlarına varması ve ekonomik koşulların eşgüdümlü bir biçimde eski günlerine dönmesi pek de kolay olmayacaktır. Atlanmaması gereken bir gerçek de Çin’e dönük “bırakın her şeyi onlar üretsinler” mantalitesinin önümüzdeki dönemde değişme gösterebileceğidir. İrili ufaklı tüm ülkeler ya bölgesel konsorsiyumlarla ya da iç mekanizmalarını harekete geçirerek belirli ürünleri kendileri üretme yoluna gidebilirler. Daha kapalı ve içe dönük ekonomilerin görülebileceği bir süreçten bahsetmemiz mümkün. Özellikle Türkiye gibi bölgesel üretim gücü yüksek olan ülkeler bu süreçten kazançlı çıkabilirler. Avrupa, BDT ülkeleri ve Orta Doğu’da etkin bir ülke olarak virüs salgını sonrası ciddi bir kazanım elde etmemiz mümkündür. Bu nedenle özellikle strateji uzmanlarının ve ekonomistlerin doğru yönlendirmelerde bulunmalarını önemli görüyorum.
Bildiğiniz gibi ülkemiz Covid-19 salgınına karşı aldığı önlemler sayesinde sürece en geç maruz kalan ülkelerinden birisi olmayı başardı. Yine salgın sürecinde ve yönetiminde AB ülkeleri başta olmak üzere birçok Batılı ülkeden daha başarılı olduğumuzu söyleyebiliriz. Kayıplarımız adına büyük üzüntü duymakla beraber ölüm oranı ve tedavi edilen hasta sayısı gibi verilerde inanılmaz bir performans gösterdiğimiz görülmektedir. Büyük bir özveri ve inançla gecesini gündüzüne katan sağlık çalışanlarımıza minnet ve şükranlarımızı iletirken son yıllarda ülkemizin gerçekleştirdiği sağlık yatırımlarının ne denli kıymetli olduğunu bir kez daha görmüş olduk. Batılı ülkeler tel tel dökülürken bizim sağlık sistemimiz ayakta kalmayı başardı, başarıyor. Umuyor ve diliyorum ki bu süreci büyük bir dayanışma ve işbirliği göstererek millet olarak atlatacak ve geleceğe çok daha güvenli ve inançlı bir şekilde yürümeye devam edeceğiz. Hedeflerimizden şaşmadan, gücümüze güç katarak 2023 ideallerimize doğru yol alacağız.
Bu vesileyle 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramınızı, Kadir Gecenizi ve Ramazan Bayramınızı en içten dileklerimle kutluyorum. Sağlıklı ve huzurlu günlerde bayram kutlamamız ve en kısa zamanda eski günlerimize dönmemiz ümidiyle saygılar sunuyorum.

Gıyasettin Eyyüpkoca
LALELİ SANAYİCİ ve İŞİNSANLARI DERNEĞi BAȘKANI

SURSA:  https://www.facebook.com/317013955755892/posts/682877662502851/

Lasă un răspuns