Beyniniz Bir Kastır, Gelişir…

Kendinizle ilgili düşüncelerinizi değiştirdiğinizde beyniniz de otomatik olarak değişiyor.

Fikirlerin kalıcı olması erken yaşlarda başlamaktadır. İçinde yaşadığımız topluluk bizi etiketler, biz de kendimizi etiketleriz. Bir çocuğa iyi ya da kötü bir dinleyici olduğu söylendiğinde çocuk kendisi hakkında “iyi dinleyici” algısı oluşturur. Matematik öğretmeninden olumlu veya olumsuz bir değerlendirme alan bir öğrenci ise kendini matematikte iyi veya kötü olarak düşünür. Bu etiketler biz büyüdükçe bizimle birlikte daha da sağlamlaşır.

İnsanların özellikle hangi konuda kötü olduklarını bilme / öğrenme eğilimleri vardır. Çevremizde birilerinin aşağıdakilerden birini söylediğini duymak çok alışılmış bir durumdur.

“Ben sabah insanı değilim.”

“Çin yemekleri yiyemem.”

“İlişkilerde iyi değilimdir.”

“Spor yapmaya uygun değilim.”

“Ben entelektüel değilimdir.”

“Sanatı anlamıyorum.”

“Evlilik insanı değilim.”

Bu tarz kendini tanımlamalardan kaçınmak, gelişim potansiyeli ihtimali olarak düşünülebilir.

Kısa süre önce, bilim adamları yetişkin beyninin tamamen oluşmuş olduğunu ve değiştirilemeyeceğini savunuyorlardı. Bağlantıların ve nöronların sayısının sınırlı olduğu düşünülüyordu. Uzmanlara beyin değişimi ya da büyüme kavramları pek de gerçekçi gelmiyordu.

Yeni araştırmalar ise bu durumun doğru olmadığını gösteriyor. Aslında, beyin bir zamanlar düşünülenden çok daha uysal bir yapıda. Değişen ortamlara ve durumlara karşı tepki veriyor ve ömrü boyunca kendisini yeniden yapılandırmaya devam ediyor.

Londra taksi şoförlerinin beyinlerine ne olduğu, en ilginç beyin değişim örneklerinden biridir. Diğer şehirlerdeki taksi şoförlerinden farklı olarak Londra taksileri, zor bir lisans sınavını geçmek için binlerce sokak ismi ve rotasını tecrübe yoluyla öğrenmeye zorlanmaktadır. Muazzam miktarda ezberlemeyi gerektiren bu görev, araştırmacıların tüm bu öğrenmenin beyni nasıl etkilediğini öğrenmek istemesi ile ortaya çıktı. Beyin taramalarını kullanarak, bu taksi şoförlerinin bellek ile ilişkili beyin kısmının ortalama bir insandan önemli ölçüde daha büyük olduğunu tespit ettiler.

Aynı şekilde beyin de değişebilme ve uyarlama yeteneğine sahip, bizler de öyleyiz. Beceriler öğrenilebilir, yetenekler geliştirilebilir ve karakter yetiştirilebilir.

Sonuç olarak şunu söyleyebiliriz ki, değişim sadece mümkün değildir, ona ulaşılabilir.

Yazımızı Gandi’nin ünlü bir sözüyle tamamlayalım.

“İnsan, çoğunlukla kendisine inandığına dönüşür. Kendime belirli bir şeyi yapamayacağımı söylemeye devam edersem, gerçekten yapamayacağım bir hale gelirim. Aksine, bunu yapabileceğime inanıyorsam, başlangıçta yapamamış olsam bile bunu yapabilme kapasitesini elde edebilirim.”

Çeviri: Zeynep Büyükaşik

Lasă un răspuns