Ali Kılıç: Bölgenin en büyük ihracatçısıyız
Kastamonu Entegre Rusya Genel Müdürü Ali Kılıç “Bölgenin en büyük ihracatçısıyız” dedi. Kılıç, ayrıca RF Tataristan’daki ormanların sertifikalı hale getirilmesinde öncü rol oynadıklarını da vurguladı.
Son 10 yılda çok ciddi büyüme gösteren bir firma olan Kastamonu Entegre Rusya’da da oldukça adından söz ettirir konumda. Benzer konumdaki firmalar arasında iddialı duruşunu koruyan Kastamonu Entegre’nin Rusya’daki en yetkili ismiyle firmanın duruşunu ve Rusya’daki piyasayı konuştuk. İddialı açıklamalarıyla dikkat çeken Kastamonu Entegre Rusya Genel Müdürü Ali Kılıç “Bölgenin en büyük ihracatçısıyız” dedi. Kılıç, ayrıca Tataristan’daki ormanların sertifikalı hale getirilmesinde öncü rol oynadıklarını da vurguladı.
İç piyasa satışlarımızda sektör liderliğine yaklaşıyoruz. Geçen sene ödül aldık. Bu çok ciddi bir ödüldü bizim için. Rusya Sanayiciler ve Girişimciler Birliği (RSPP)’nin “İthalatı Azaltan En İyi Proje Ödülü” Ülkenin laminat parke üretiminde birincisiyiz, Rusya’nın da en büyük exportörüyüz. Kendimizi sürekli geliştiriyoruz.
rbg24.ru: Kastamonu Entegre Rusya’da ne yapıyor?
A.Kılıç: Rusya’da iki tane MDF tesisi kurduk. İlkini 2014’te açtık, ikincisini 2016’nin Mayıs’ında açtık. İki tesisi de ful kapasiteyle çalıştırıyoruz. Yeni çalışmalarla kapasiteyi yukarı çekmeye çalışıyoruz. Geçen sene yüzde 30 kapasite artışı gerçekleşti Rusya’daki üretim miktarımızda. Bu sene de yüzde 12 – 13 civarında bir artış bekliyoruz geçen seneye kıyasla. Satışlarımız da aynı oranda yukarıya çakıyor. Yakın coğrafya da sıkıntılı ama bir şekilde olumluya dönüyor gibi gözüküyor. Napiyoruz, bir kısım da export gönderiyoruz tabi yurt içinde yeterli talebi bulamayınca… Export miktarımız her yıl değişkenlik göstermekle birlikte % 35-45 arasında değişiyor.
rbg24.ru: Marka çeşitlendirmesi düşünüyor musunuz?
A.Kılıç: MDF’DEN üretilecek ürünlerin gamı belli. Parke üretiyorsunuz, bir de çok katma değerli Evogloss dediğimiz ürünümüz var. Yani daha parlak yüzeyler, bunlar niş bir ürün… Mobilyanın ön kapağı olarak kullanılan bir ürün var. Bir kısımını çıplak olarak satıyoruz. Çıplak olanlar B2B’ye satılıyor. Bizden alanlar onu işleyip devam ediyorlar. Parkemizi de direk sonuç ürün olarak hazırlıyoruz. Paketliyoruz ve gönderiyoruz. Yüzeylerle ilgili yani parkede yüzey desenleri koleksiyonlarını çeşitlendiriyoruz. Elimizdeki dekor ve desen sayısı bizde sektör için yeteri kadar var. Yüzeyler çok çabuk gelişiyor. Çok sıkı takip etmek gerek. Fuarlara gidip katılıyoruz, sürekli firmalarla görüşmeler halindeyiz. Bunu anlamak için uluslararası fuarlarda bulunmak gerekiyor. Biz de kendimizi geri kalmayacak şekilde sürekli yeniliyoruz. Önemli bir noktaya geldik. İç piyasa satışlarımızda sektör liderliğine yaklaşıyoruz. Geçen sene ödül aldık. Bu çok ciddi bir ödüldü bizim için. Rusya Sanayiciler ve Girişimciler Birliği (RSPP)’nin “İthalatı Azaltan En İyi Proje Ödülü” Ülkenin laminat parke üretiminde birincisiyiz, Rusya’nın da en büyük exportörüyüz. Kendimizi sürekli geliştiriyoruz. Bizim en büyük avantajlarımızdan biri şu: biz burayı Rusya Federasyonu’nda yaptığımız yapıyı bölge için bir merkez kabul ettik. Bizim kendi organizasyonel semamızda grup olarak, yakın coğrafyayı İran’dan başlayan 3 bin kilometrelik bir çap çizdiğimizde doğu Avrupa hatta Çin bile bizim için bir hedef. Yavaş yavaş o tarafa doğru gidiyoruz.
rbg24.ru: Buraya geldiğinizde siz de söylüyorsunuz Şişecam gibi ya da Ford gibi büyük firmalardan birisiniz. Üretimdeki zorluklarınız neler? Bu coğrafyada üretim yapmanın zorlukları var.
A.Kılıç.: Doğru söylüyorsunuz; en büyük sıkıntı şu: ilk geldiğimiz noktada açık piyasalar vardı. 2013 yılından bahsediyorum. En büyük sıkıntımız ofiste 25 kişiydik. Bu yapıyı 1000 kişiye çıkardık. 25’ten bine büyürken bu insanları eğitmek, makine kullanır hale getirebilmek, lojistik operasyonlarını, dış ticaret operasyonlarını yapılabilir hale getirmek için çok çalıştık. ERP programlarını kullandırabilmek, sertifika, uluslararası management sistemlerini anlatabilmek için zaman ayırdık. Bunun yanında bir de üretim yapıp para kazanıyorduk. Toparladığınızda çok ama yoğun bir süreci çok ciddi çalışarak tüm ekiple bir noktaya getirdik. En büyük sıkıntımız kalifiye eleman bulabilmekti. Çünkü o zaman yüksek bir talep vardı. Bu coğrafyada işgücü 1’in altında. İşsizlik bu noktada bulabileceğiniz adam sizi tatmin etmeyen insanlar oluyordu. Sonra kriz başladığı zaman bir miktar boşluk oluştu. Biz değerlendirdik. Oradan boşa çıkan arkadaşların bir kısmını aldık, değerlendirdik. Şu anda bölgede kalifiye işçilikle alakalı bir sıkıntı görünmüyor. Düz işçilik de tamam ama asıl büyük sıkıntı elektrik elektronik kısmında. Bulabildiğimiz insanları seviyeleri çok düşük. İnsanlar fiziksel olarak var, belli bir tecrübeleri de var ama biz çok yüksek teknolojiler kullandığımız için son düzey elektronik sistemlerden haberdar olması filan zor. Görmedikleri bir şey. Yaşayarak öğreniyorlar. Türkiye’de destekle bu süreçleri aşabildik. En büyük sıkıntılarımız bunlardı. Zaten yatırımı yaparken analizlerimizi yapmıştık. Burada iyi çalışan bir Özel Serbest Bölge Yönetimi (SEZ) var. En azından kanalizasyon olsun, elektrik olsun, bazı altyapı, gaz gibi sorunlarda bize yardımcı ve yanımızda duruyorlar. Bazen vergilendirme olsun, diğer yerel organlarla olan konularda da SEZ yönetimi bize destek oluyor. Bu çok önemli. Bizim burayı tercih etme sebeplerimizden biri. Biz bunun avantajlarını gördük görmeye de devam ediyoruz. Sorunuza cevap olarak baktığınızda en büyük zorluklardan biri ekibi toplayıp doğru bir kadro kurmak ve tüm faaliyetlerini idame ettirebilmek ve bu insanları aynı zamanda eğitebilmekti. Çünkü çok büyük bir yapı, 30 kişilik bir yapıdan bahsetmiyoruz. Ama başarılı olduk. Biraz fazla emek ve mesai ile çözüldü ama iyi bir noktadayız. Dediğimiz gibi bölgenin en büyük exportörüyüz. Petro kimya tesislerini katmıyorum ama; ALABUGA SEZ’de açık ara en büyük olduğumuzu biliyorum. Bu operasyonu bu ekiple yapıyoruz. Üretiyoruz. Hem satıyoruz, hem paramızı alıyoruz, hem de sevkediyoruz bu ciddi bir olay.
rbg24.ru: Hammaddenin yetiştiği yerde ve tam ortasındasınız. Tedarikçilerle ilişkileri- niz nasıl? Arada sıkıntı var mı?
A.Kılıç.: Bizim buraya gelirken Rusya tarafından bize verilen vaatler var. Onlar gerçekleşti diyebiliriz. Biz de tecrübeliyiz. Know-how’imiz var. Kendi prensiplerimizi burada da uyguladık. Dünya üzerinde nereye giderseniz gidin Kastamonu’nun en büyük avantajı güvenilir firma olmasıdır. Burda da kime sorarsanız sorun Kastamonu hiçbir zaman kimseyi yolda bırakmamış bir firma. Tedarik zincirinde bu çok önemlidir. Özellikle ödün tedarığinde biz bilemediğimiz kadar çok insanla birarada çalışıyoruz. 300 , 400 , 500’lu rakamlara gidebiliyor. Düşünsenize 500 adamla çalışacaksınız. Hepsini memnun edeceksiniz. Bunun tek bir prensibi var doğru planlama… Onlar da memnun biz de memnunuz. Şu anda diğer rakiplerimizle olsun ufak olsun büyük olsun en büyük avantajımız bizim sürekliliğimiz. İnsanlar bunu biliyor bu bizim piyasadaki en büyük artımız. Çok büyük bir sıkıntı yaşadık desem yalan olur. Ufak tefek her zaman sıkıntılar vardı. Rakamları da çok ciddi rakamlara getirdik. Birinci hattı bitirdik aldığımız miktar belliydi, ikinci hattı koyduk ve bu süreci hiç aksatmadan yolumuza devam ediyoruz.
rbg24.ru: Gelecekteki projeler ile ilgili bilgi verebilir misiniz?
A.Kılıç.: Piyasaların olgunlaşmasını biraz daha bekleyeceğiz . Ardından bir üçüncü projemiz var. Bir yatırım daha burada yapacağız ardından da Rusya’da büyüyeceğiz. Konulmuş bir hedef var. Bu nasıl gelişir tahmin etmek çok zor. Bu lokasyonda sadece bir yatırım daha yapacağız . Ardından yeni bir lokasyona hareket edeceğiz.
Hedef büyük biz bu hedeflere ulaşacağız. Bu bayrağı bir ileriye taşıyacağız. Burada oluşan imaj çok önemli bir yatırımcı imajı. Bu çevreye çok değer veriyoruz. bizim burada şehrin değil ülkenin değil sektörün en büyük arıtma tesisini kurduk buraya . İşin temellerini başta sağlam kurduk. Tataristan a gidin Kastamonu bir söz veriyorsa yapar, görevini yapar, insanlara bunu inandırdık. Bunu bütün firmaların yapması gerekiyor.
rbg24.ru: Tesis hakkında biraz bilgi vere- bilir misiniz?
A.Kılıç.: Çok entegre bir tesisiz. Çatı suyunu bile toparlıyoruz. Arkada bir havuz var orada toparlıyoruz. çatıdan topladığımızı şu arıtma tesisine gönderiyoruz geri döndürüyoruz ful entegrasyon ile çalışıyoruz. Kardan kışın faydalanıyoruz asıl yağmur suyundan faydalanıyoruz.
rbg24.ru: Tataristan’daki ormanlarla ile ilgili neler söylersiniz?
A.Kılıç.: Tataristan ormanları büyümede. Ormanlar kullanılamamış. Yıllık artım dediğiniz büyümenin bir kısmı kullanıp ekonomiye kazandırırsınız bunu yapamazsanız ekolojik çöplük olur. Biz kendi çözümümüzü kendimiz üretiyoruz. Arıtma tesisi bu amaçla kuruldu. Çözümleri bizim kendi know-how imiz üre- tiyor. İlk geldiğimizde ormanlar Rusya fede- rasyonunda sertifikalı değildi. Sertifika şu anlama geliyor. Ormanların işletme kurallarının belirli bir sisteme oturtulması. Geriye gidip nerde kesildi kim kesti nasıl kesti hangi belge ile kesti takip edilebilmesi, doğru miktarda mı kesildi, doğru ağaç mı kesildi, bunlar için sertifikalandırma çalışmaları var dünyada. İki tane büyük kuruluş var. biri PEFC diye geçiyor diğeri de FSC. Biz FSC’yi tercih ettik. Orman bakanlığı ile de anlaştık daha fabrikayı kurmadan bu çalışmaları yaptık. Dedik ki Tataristan’daki bütün ormanlar sertifikalı olsun çevre çok hassas bir konu insanların da haklı olarak hassasiyetleri var.
Ama biz burada bu işleri iyi yönetiyoruz. Bizim ilk odaklandığımız konu buydu. Avrupa’dan tecrübeli olduğumuz için hammaddeyi aldığımız ormanların sertifikalı olmasını istedik. Bizim için de çok iyi oldu. Halkın bakışı da bize karşı olumlu oldu. En doğru yerden başladık.
rbg24.ru: Sibirya nasıl?
A.Kılıç.: Marketi çok uzak. Çinliler o tarafa gelmeye başladı. Ağaç sektörü değişik bir sektör. Bizim uğraştığımız en alt segment ödün tedarığı açısından. Çinliler Sibirya’da aktif hala ordan malzeme alıp export ediyorlar. Hatta buraya bile geliyorlar zaman zaman. Son zamanlarda Rusya’da genel bir sıkıntı var. Rusya’nın hammadde exportu yapması çok doğru değil çünkü oran kaçtığı zaman neden biz burda fabrika kurmuyoruz da hammaddeyi export ediyoruz. Kastamonu biraya niye geldi hammadde var diye geldi. Kontraplaklık odunların sevkiyatı öyle bir seviyeye ulaştı ki iç piyasada darlık oluştu. Kendi fabrikaları daha yüksek fiyatlar vermek zorunda kalıyor Çinlilerle mücadele ederken. Bu regülasyonun devlet tarafından yönetilmesi gereken bir iş olduğunu düşünüyorum.
rbg24.ru: Üretimin kaçını mobilya sektörüne veriyorsunuz?
A.Kılıç.: Yaklaşık yüzde 70 civarında.